Dil Seçin

Turkish

Down Icon

Ülke Seçin

Turkey

Down Icon

Coşku seli

Coşku seli

Türkülerimiz bağrında toplumsal eleştiriyi taşır, dönemlerini, zamanı aşarak, yaşamı zenginleştirerek geleceğe akar.

Türkülerimizdeki sevdanın çoğu kez kişisel bir tutku olmaktan çıkıp toplumsal bir durumun anlatımı kabul edilmesi bu gerçekliğin bir parçasıdır.

Yemen, Çanakkale ya da Hey Onbeşli Onbeşli türkülerinin yalnızca sevdalanana söylenmiş sözler olarak algılanmasının tarihsel ve kültürel birikimimizin küçümsenmesinden başka bir anlama gelmeyeceğini bir yana bırakalım, belirgin olarak toplumsallığı görülmeyen birçok türkünün bile toplumsal duruma yönelik sesli muhalefetin bir ürünü olduğu bir gerçekliktir.

Bu böyle olmasaydı özellikle sevda türkülerinin, ayrılık ve özlem türkülerinin, ağıtların anlamları hiç de taşıdıkları yük kadar olamazdı. Bu duruma insanların dramatik yaşanmışlığının iç dökmeleri ya da acının dışavurumu der geçerdik ve onlar bunca yıl kuşaktan kuşağa, zamandan zamana akamazlardı.

AH BU TÜRKÜLER

Bu gerçekliği görünce, türkülerimizin yurt ve insan sevgisiyle dolu olduğunu düşündüm.

Yârdan ayrılığın yurttan ayrılık olarak da yorumlanamayacağı sevda türküsü var mıdır?

Beni yalnızlığa batırdın gittin sözleri acaba yalnızca terk edilen bir âşığın sızlanışı mıdır?

Özlenen, “Karadır kaşların ferman yazdırır” denen yâr, aynı zamanda kardeşçe bir yaşam özleminin umudunu taşımaz mı?

Yitirilen bir sevdalıyla birlikte yaşama sevincinin de yok olması başka nasıl açıklanabilir?

Turnalarla selam gönderilen “Boynu bükük, benzi soluk yâr” yalnızca sevilen kişi midir?

“Ben ağlarsam ağlayıp gülersem gülen/ Bütün dertlerimi anlayıp gönlümü bilen” diye seslenilen ve “Tatlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm” diye tanımlananın aynı zamanda soluğumuzu aldığımız yurt olmadığı söylenebilir mi?

Ben seni sevdiğimi dünyalara bildirdim türküsü, içinde bulunduğumuz günlere sitem değilse bunca coşkuyla nasıl toplumsal çığlığa dönüşür türkü?

ÇIĞLIĞA DÖNÜŞEN TÜRKÜ

19 Mart günü Saraçhane’den başlayarak işbirlikçilerin izlediği emperyalist politikalara karşı “Gayrik yeter” diyen mitingle başlayıp Yozgat, Samsun, Mersin, Konya, Van, Ankara, İzmir, Bursa ve İstanbul’un Şişli, Beylikdüzü, Başakşehir, Silivri, Pendik, Esenler ilçelerindeki ve Beyazıt Meydanı’ndaki, “Emperyalizme memur olmuş bir azınlık hükümetine karşı demokrasi bayrağının” açılması olan “Millet iradesine sahip çıkıyor” (elbette bugün Düzce’de ve yarın Antalya’da yapılacak olan) eylemleri de türkülerimiz gibi toplumsal coşku selidir.

Oy, sevmişem ben seni coşkusudur bu.

Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem diyen, Nâzım Hikmet’in “Vatanın parçalanmış bağrı/ Bekliyor senden ümit” çağrısına uyarak Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan diyen bir kararlılıkla, gençliğin bilinciyle, aklıyla doğru önderlikle akıyor bu coşku seli.

Aklın Yolu Cumhuriyet (Bilim ve Sanat Yayınları) kitabının yazarı, ADD’nin Atatürkçü Düşün Dergisi’nin editörü M. Tevfik Kızgınkaya bu coşku selini şöyle yorumluyor:

“Ok yaydan çıkmıştır, doğrudur. Ancak yaydan çıkan ok, 106 yıl önce Mustafa Kemal’in attığı ‘özgürlük ve bağımsızlık oku’dur. Bu oku millet sahiplenmiştir ve ok hedefini 12’den vurmuştur. Emperyalistlerin işgali ve tek adam saltanatı son bulmuştur. Millet, egemenliğine ve Cumhuriyet yönetimine kavuşmuştur. Artık demokratik laik Cumhuriyetten ve sosyal hukuk devletinden geri dönüş yoktur. İyi bilinsin ki, bu topraklarda sözün gerçek sahibi millettir ve 106 yıl sonra bugün de millet, özgürlüğüne, bağımsızlığına ve egemenliğine sahip çıkmaktadır ve çıkacaktır da.” (Solmedya.com)

***

Ayvalık’ta güzellik: İnsanın yurdu neresidir? konusuyla Ayvalık ÇYDD, Destek Tasarım Derneği, Mozaik Edebiyat Grubu’nun öncülüğü, Mevlüt Asar’ın yoğun emeğiyle gerçekleştirilen Ayvalık Edebiyat Günleri (26 Mayıs-1 Haziran) izleyenleri tıpkı türkülerimiz gibi bağrına bastı.

Cumhuriyet

Cumhuriyet

Benzer Haberler

Tüm Haberler
Animated ArrowAnimated ArrowAnimated Arrow